25 Aralık 2010
Aşure
30 Kasım 2010
Ev Kurabiyesi
17 Kasım 2010
Baklava
İlk deneme için hiç de fena olmadığını düşünüyorum. Baklava açmaktan korkanlara duyurulur bu tarif çok pratik. Bu korkuyu yenmek için bile denemeye değer.
Malzemeler:
1 su bardağı süt
1 su bardağı sıvıyağ
2 yumurta
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un
1/2 kg Nişasta (Açık satılanlardan)
300 gr tereyağ
300 gr Ceviz içi
Şerbeti için;
5 su bardağı su
4 su bardağı şeker
1/4 limon suyu
Hazırlanışı:
Süt, sıvıyağ, yumurta bir yoğurma kabında karıştırılır ve üzerine un-kabartma tozu eklenerek ele yapışmayacak ama yumuşak kıvamda olacak bir hamur yoğurulur. Hamur ikiye bölünür ve her parçadan 20 beze oluşturulur. Hamur açılacak tezgaha ve bezenin üzerine nişasta serpilerek pasta tabağı büyüklüğünde açılır. Diğer bezelere de aynı işlem yapılarak arasına bol nişasta serpilmiş 20 kattan oluşan yufkamız tamamlanır. (En üstteki yufkanın üzerine nişasta serpilmez). Diğer yarısına da aynı işlem yapılır. (Buraya kadar kolaydı; oyun oynar gibi geldim, bundan sonraki yufkaları büyütme işlemi biraz güç istiyor.) 20 lik parça ya ortadan başlamak üzere bastırılıp açılarak genişletilir ve tepsi boyutuna getirilir. El ile tam tepsi kadar açılamadığından fazlalıklar bıçakla kesilerek kenara alınır (atılmaz). Tepsiye yerleştirilir. Diğer 20'lik yufka açılır, onun da tepsiye fazla gelen bölümleri kesilir.
Açma işlemi bitmiştir gözümüz aydın, üst baş, tezgah nişastaya bulandı ama olsun bu ilk deneyimdi ikinci de söz daha temiz çalışacağım:) Bu söz yengeme çünkü onun mutfağında çalıştım.
Tepsiye konan ilk yufkanın üzerine kırılmış ceviz içleri serpiştirilir, üzerine kesilmiş fazlalık kenar yufkalar üçer , dörder ayrılarak serilir . Serdiğimiz parça yufkalar da bir kat oluşturur, üzerine yine ceviziçi serpilir. Diğer yufkada tepsiye koyularak istenilen şekilde kesilir.
Tereyağ eritilir ve kaşıkla baklava dilimlerinin kesilen aralarına gezdirilir. Önceden ısıtılmış 180C'lik fırında üzeri kızarana kadar pişirilir. Diğer yanda serbeti hazırlanır. Baklava ılık şerbeti kaynar olacak şekilde dökülür ve bir gece dinlendirilir.
Sabah merak ve korkuyla karışık bir şekilde tadına bakılır ve hımmm hiç fena sayılmaz ifadesiyle yenir ve yedirilir :)
16 Kasım 2010
28 Ekim 2010
Kıymalı Pide
Malzemeler:
5 bardak un
1 küp yaşmaya
2 ad küp şeker
Tuz (damak tadına göre)
Ilık su (Ölçüsü malesef yok hamurun toparlanmasına bağlı olarak değişebiliyor)
500 gr kıyma
4 büyük soğan
1 yemek kaşığı domates salçası
1 yemek kaşığı biber salçası
1/2 demet maydanoz
1 çay bardağı su
karabiber, tuz
Üzerine sürmek için tereyağ/margarin
Hazırlanışı:
Un yoğurma kabına konur, ortası havuz gibi açılır. Maya ufalanarak içine konur, üstüne şeker ve tuz eklenir. Ardından ılık su yavaş yavaş ilave edilerekyoğurmaya başlanır. İyice yoğurulan hamur kulak memesinden daha yumuşak bir kıvamda olmalı. Hamur mayalanması için bir süre kapalı bir şekilde bekletilir. Bu arada soğan oldukça ince bir şekilde doğranır. Diğer iç malzemeleri eklenerek karıştırılır.
Mayalanıp kabaran hamurdan elma büyüklüğünde koparılarak unlanan tezgahta merdane ile oval olacak şekilde açılır. Açılan pide tabanı en fazla 0.5 cm kalınlığında olmalı. Pide tabanının kenarlarından 1 cm boşluk bırakılarak iç harcı koyulur ve eşit şekilde yayılır. Pidenin her iki ucundan üç parmak kadar olan bölümü birbirine yapıştılarak kapatılır. Böyle yapıldığında zaten yan hamurlarda katlanarak kapanıyor. Tepsiye konan pideler 15 dakika daha tepside bekletilerek biraz daha mayalanması sağlanır.
Önceden ısıtılmış 180-200 C'lik fırında üzeri pembeleşene kadar pişirilir. Fırından çıkan pidelerin üzerine margarin yada tereyağ sürülür. İlk sıcaklığı gittikten sonra dilimlenerek servis edilir.
18 Ekim 2010
Harire
Harirenin hikayesi çocukluğuma dayanır. Arap kökenli oluşumuzdan mutfağımızda yer alan bu tatlı aslında bir kahvaltı seçeneğidir. Arada sırada yapılan, yanına beyaz peynir ve ekmeğin eşlik ettiği bu tat bana küçükken çok garip gelirdi. Klasik kahvaltı anlayışına ters ama dedemin, anneannemin ve diğer ev halkının severek yemelerini tuhaf bulur ben de çok istemesemde yerdim.
Aradan yılllar geçince bu sevmediğim, istemeden yediğim, garip bulduğum tadı özlediğimi farkettim. Kavrulan unun ve cevizin tarçınla buluşmasından ortaya çıkan nefis kokuyu anlatamam, beni çocukluğuma götürdü.
Tabiki tarif benden değil yengemden, o yaptı ben fotoğrafladım. Yengemin ellerine sağlık çok güzel olmuştu. Bir de İrmik versiyonlusu var, belki onuda yapar paylaşırız.
11 Ekim 2010
Nişan Kurabiyeleri
21 Eylül 2010
Sünnet Kurabiyeleri
9 Eylül 2010
20 Ağustos 2010
Zeytinyağlı Barbunya
17 Ağustos 2010
Nutricook'ta Sebze Çorbası
İdil daha yeni bırakmıştı ki Ozanın çorbalara geçişiyle tekrar menümüzde yer almaya başladı. Aslında Ozan neredeyse bir yıldır içiyor bu çorbayı ama tembel annesi yeni yazmaya fırsat bulabildi. Herkes biliyordur ama yine de eklemek istedim.
Malzemeler:
1'er adet patates, soğan, havuç, kabak, yeşil biber, kırmızı biber
4-5 adet taze fasulye,
bir avuç bezelye, pirinç, kırmızı mercimek
5-6 dal semizotu, dereotu, maydanoz, (varsa taze nane)
Biraz kuşbaşı et
2-3 tatlı kaşığı irmik (sebzeler piştikten sonra eklenmek üzere)
3 su bardağı su, tuz
2 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
Hazırlanışı:
Tüm malzemeler yıkanır ayıklanır, sebzeler doğranır, et ve bakliyatlar da tencereye koyulur, suyu eklenir. Ben Nutricook'ta 25 dakikada pişirdim. Kapağını açınca (İlk denememde) "Aaa bunlar pişmemiş "dedim ama tadına baktığımda piştiklerini gördüm ve o canlı renklerini kaybetmemiş olmaları vitaminin tencerede kalmış olması çok hoşuma gitti. Üzerine irmiği koydum, irmiğinde pişmesinin ardından tuzunu ve sızma zeytinyağını ekledim ve el blender'ından çekerek toplam 35 dakikada Sebze Çorbamızı hazırlamış oldum.
10 Ağustos 2010
Çikolatalı Mousse
Bu yaz günlerine en çok soğuk, sütlü ve meyveli tatlılar yakışıyor bence. Uzun zaman önce Yemek Zevki'nde gördüğüm ve kesin güzel olur dediğim tarifi nihayet deneme fırsatı buldum. Gerçekten güzel bir lezzet hele bu bunaltıcı sıcaklarda yanına eklenen dondurmayla tadı daha da katmerleniyor. Tavsiyem dondurma ile servis edilmesi. Denemedim ama vişneli sos ile de güzel olacağını düşünüyorum .
Ayrıca Ramazanda iftar sonrası kesin bir biçimde ortaya çıkan ve engellenemeyen tatlı ihtiyacına cevap verebilecek ama aynı zamanda da mideyi yormayacak nitelikte bir tatlı olduğunu düşünüyorum.
MALZEMELER
1 paket kakaolu bisküvi
2 paket kakaolu toz puding (biri bitter, biri normal kakaolu olacak)
3 su bardağı süt
Mousse için ayrıca 2,5 çay bardağı süt
YAPILIŞI
Kare borcamın tabanı kakaolu bisküvi ile kaplanır. İki paket puding, bir paket puding tarifine göre yani 3 su bardağı süt kullanılarak hazırlanır. Bu puding bisküvilerin üzerine dökülür.
2,5 çay bardağı soğuk süt ile pişirmeden, sadece çırpılarak hazırlanan mousse da borcama dökülür. Tatlı soğuk olarak dilimlenerek servis edilir.
3 Ağustos 2010
Doğum Günü Kurabiyeleri
25 Temmuz 2010
23 Temmuz 2010
Bebek Kurabiyesi, Ben10, Pembe Panter
17 Temmuz 2010
Asker Kurabiyeleri
Yeğenim Onur Kastamonu'da Asker. Bir kaç ayı kaldı ama biz onu çok özledik. Bu kurabiyeler ona biraz tebessüm ettirirler diye düşündüm.
Diğer Asker Kurabiyeleri ise yeni askere gidecek olan Önder Bey'e ait. İş arkadaşları Başak ve Özge Hanım'la Önder Bey'den gizli saklı yaptığımız telefon konuşmaları sonucu üzerine "Önder Geri Gel" yazılmasına ve Asker Figürü olmasına karar verdik.
Arkadaşları işyerindeki son gününde Askerliği bittiğinde tekrar geri gelmesi için çağrıda bulunmak istemişler.
Asker denince insanın aklına bayrak ve künye'de geldiği için onları da ben ekledim. Ve ortaya benim içime sinen bir çalışma çıktı. Umarım onlarda beğenmişlerdir.