Harirenin hikayesi çocukluğuma dayanır. Arap kökenli oluşumuzdan mutfağımızda yer alan bu tatlı aslında bir kahvaltı seçeneğidir. Arada sırada yapılan, yanına beyaz peynir ve ekmeğin eşlik ettiği bu tat bana küçükken çok garip gelirdi. Klasik kahvaltı anlayışına ters ama dedemin, anneannemin ve diğer ev halkının severek yemelerini tuhaf bulur ben de çok istemesemde yerdim.
Aradan yılllar geçince bu sevmediğim, istemeden yediğim, garip bulduğum tadı özlediğimi farkettim. Kavrulan unun ve cevizin tarçınla buluşmasından ortaya çıkan nefis kokuyu anlatamam, beni çocukluğuma götürdü.
Tabiki tarif benden değil yengemden, o yaptı ben fotoğrafladım. Yengemin ellerine sağlık çok güzel olmuştu. Bir de İrmik versiyonlusu var, belki onuda yapar paylaşırız.
4 yorum:
Hayırlı haftalar, muhteşem olmuş, yengenizin ellerine sağlık.
Saygılar.
Ananem bir gun yapmisti bundan, rahmetli dedemle oturup guzelce yemislerdi beraber, bende saskin saskin izlemistim onlari:) O gunu hatirlattiniz bana ....
Fuat Bey teşekkürler, böyle güzel bir yorum almak yengemin hoşuna gidecektir:) İleteceğim ona.
Sevgili Düş Bahçesi,
Hatıraları canlandırmaya sebep olduysam ne mutlu bana. Belki bir gün sen de dener harire hakkındaki fikrini değiştirirsin. Ben değiştirdim :))
Sevgiler
Yorum Gönder