28 Ekim 2010

Kıymalı Pide

Hiç bir zaman hayır diyemeyeceğim yemeklerin arasında yer alan pide de arşivimde bulunsun istedim.

Malzemeler:

5 bardak un

1 küp yaşmaya

2 ad küp şeker

Tuz (damak tadına göre)

Ilık su (Ölçüsü malesef yok hamurun toparlanmasına bağlı olarak değişebiliyor)

500 gr kıyma

4 büyük soğan

1 yemek kaşığı domates salçası

1 yemek kaşığı biber salçası

1/2 demet maydanoz

1 çay bardağı su

karabiber, tuz

Üzerine sürmek için tereyağ/margarin

Hazırlanışı:

Un yoğurma kabına konur, ortası havuz gibi açılır. Maya ufalanarak içine konur, üstüne şeker ve tuz eklenir. Ardından ılık su yavaş yavaş ilave edilerekyoğurmaya başlanır. İyice yoğurulan hamur kulak memesinden daha yumuşak bir kıvamda olmalı. Hamur mayalanması için bir süre kapalı bir şekilde bekletilir. Bu arada soğan oldukça ince bir şekilde doğranır. Diğer iç malzemeleri eklenerek karıştırılır.

Mayalanıp kabaran hamurdan elma büyüklüğünde koparılarak unlanan tezgahta merdane ile oval olacak şekilde açılır. Açılan pide tabanı en fazla 0.5 cm kalınlığında olmalı. Pide tabanının kenarlarından 1 cm boşluk bırakılarak iç harcı koyulur ve eşit şekilde yayılır. Pidenin her iki ucundan üç parmak kadar olan bölümü birbirine yapıştılarak kapatılır. Böyle yapıldığında zaten yan hamurlarda katlanarak kapanıyor. Tepsiye konan pideler 15 dakika daha tepside bekletilerek biraz daha mayalanması sağlanır.

Önceden ısıtılmış 180-200 C'lik fırında üzeri pembeleşene kadar pişirilir. Fırından çıkan pidelerin üzerine margarin yada tereyağ sürülür. İlk sıcaklığı gittikten sonra dilimlenerek servis edilir.

Posted by Picasa

18 Ekim 2010

Harire

Harirenin hikayesi çocukluğuma dayanır. Arap kökenli oluşumuzdan mutfağımızda yer alan bu tatlı aslında bir kahvaltı seçeneğidir. Arada sırada yapılan, yanına beyaz peynir ve ekmeğin eşlik ettiği bu tat bana küçükken çok garip gelirdi. Klasik kahvaltı anlayışına ters ama dedemin, anneannemin ve diğer ev halkının severek yemelerini tuhaf bulur ben de çok istemesemde yerdim.

Aradan yılllar geçince bu sevmediğim, istemeden yediğim, garip bulduğum tadı özlediğimi farkettim. Kavrulan unun ve cevizin tarçınla buluşmasından ortaya çıkan nefis kokuyu anlatamam, beni çocukluğuma götürdü.

Tabiki tarif benden değil yengemden, o yaptı ben fotoğrafladım. Yengemin ellerine sağlık çok güzel olmuştu. Bir de İrmik versiyonlusu var, belki onuda yapar paylaşırız.

Malzemeler:
4 yemek kaşığı un (tepeleme)
1/2 çay bardağı sıvıyağ/tereyağ
1 su bardağı şeker
6.5 su bardağı su (oda sıcaklığında)
Tarçın, 10 ad Ceviz, 1 yem. kaşığı sıvıyağ
Hazırlanışı:
Sıvıyağ ve un pembeleşene kadar kavrulur. Üzerine kontrollü olarak suyu eklenir. Topaklanmaması için iyice karıştırılır. Ardından şeker eklenir ve un kokusu gidene kadar yaklaşık on dakika kadar kaynatılır. Akıcı, boza kıvamında olmalı duruma göre su eklenebilir.Tabaklara paylaştırılır. Tarçın serpilir. Diğer yandan 1 yemek kaşığı sıvıyağ ve ufaltılmış cevizler kavrularak Harirenin üzerine serpiştirilir. Sıcak yada ılık olarak yenir.





11 Ekim 2010

Nişan Kurabiyeleri




Bizim bekar kızlardan Serpil'de sonunda evliler kervanına katılmaya karar verdi.

Nişan'a ne yazık ki katılamadım, ben yoktum ama beni temsilen kurabiyelerim oradaydı.



Serpil ve Cumhur'a Ömür boyu mutluluklar dilerim.